top of page
Yazarın fotoğrafıRamazan Demirci

Davalı bankanın da poliçenin yenilenmemesi konusunda (müterafik) kusurunun bulunduğu hususları.

4. Hukuk Dairesi 2021/17489 E. , 2021/5359 K.


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen, gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 22/12/2020 gün 2019/3688 2020/8899 E-K sayılı ilamıyla bozmaya uygun olarak onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’un 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:


-K A R A R-


1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme taleplerinin reddi gerekmiştir.


2-Dava, hayat sigortası poliçesinin yenilenmemesinden kaynaklanan maddi tazminatın kredi veren bankadan tazmini istemine ilişkindir.


Somut olayda davacı tarafından davalı bankadan 19/2/2010 tarihinde 60 ay vadeli ve 250.000 TL bedelli konut kredisi kullanıldığı ve 19/02/2010 tarihinde davalı banka tarafından ihbar olunan Vakıf Emeklilik AŞ nezdinde hayat sigorta poliçesi düzenlendiği, poliçe bitim tarihinin boş bırakıldığı, sigortalı murisin 9/3/2011 tarihinde vefat ettiği anlaşılmış, davacı tarafça poliçenin süresinde yenilenmemesinde davalının kusurlu olduğu iddiası ile dava açılmış; mahkemece alınan bilirkişi raporunda; Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliği gereğince davalı bankanın ağır kusurlu olduğu,anılan Yönetmeliğin 6/3 ve 12. maddeleri uyarınca davacıların davalı banka tarafından zarara uğratıldıkları belirtilmiş ve mahkemece bu rapor doğrultusunda davanın kabulüne dair verilen karar Dairemizin 16/5/2017 tarihli kararı ile bozulmuş ve bozma gerekçesinde aynen;"... Davalı banka ile davacıların murisi ... arasında imzalanan sabit faizli konut finansmanı sözleşme öncesi bilgi formunda ‘‘Hayat sigortası ve konut paket sigortası yapılması isteğe bağlı sigortalar olup, tüketici talep etmedikçe yaptırılması zorunlu değildir.’’ ve aynı formun sigorta başlıklı 12. maddesinde ‘‘...Kredi hayat sigortası: Borçlunun eceliyle vefatı durumunda (intihar dışında) yasal mirasçılar ile kefillerin mağduriyetini önlemek amacıyla kendi riskine karşılık yapılan sigortadır. Kredi kullandırım aşamasında ilk yıl için DASK, konut paket ve hayat sigortalarının yaptırılması hali, söz konusu sigortaların banka ile müşteri arasında varılan karşılıklı mutabakat sonucu yaptırıldığı ve kredi vadesi süresince her yıl yenileneceği anlamını taşıyacaktır.’’ düzenlemeleri yer almaktadır.

Mahkemece aldırılan bilirkişi raporu kredi sözleşmesi olmadan dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre düzenlenmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda sertifikada süre belirtilmediğinden davalı bankanın dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmediğinden ağır kusurlu olduğu, sigorta her yıl yenilenecek denmiş olmakla birlikte sertifikada sürenin belirtilmemiş olması nedeniyle sertifikanın bir defada ve kredi süresini tümüyle kapsayacak şekilde yapılmış olduğu, Hayat Sigortası Hazine Müsteşarlığı'nın 17/01/2009 tarih ve 27113 sayılı Resmi Gazete’de yayınladığı Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliği’nin 6. maddesinin 2. fıkrasına göre ve taraflar arasındaki sözleşme uyarınca ihtiyari sigortalarda kredi süresi içerisinde yenileme sorumluluğunun kredi kullanana, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğunun ise kredi kuruluşuna ait olduğu belirtilmiş, mahkemece aynı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.


Dairemizce geri çevirme yolu ile dosya arasına aldırılan davalı banka ile davacıların murisi ... arasında imzalanan sabit faizli konut finansmanı kredi sözleşmesinin sigorta başlıklı 28. maddesinde ‘‘Banka; masrafları müşteriye ait olmak üzere teminat olarak gösterilen taşınmazın brüt inşaat alanı metrekaresi üzerinden inşaat bütün riskler (all risk) sigortasını, konut tamamlandıktan sonra her yıl zorunlu deprem ve konut paket sigortasını yaptırmaya, bu sözleşme esasları içerisinde tesis edilmesi ve verilmesi gerekli bütün teminatları yangına, hırsızlığa, nakliye rizikolarına ve gerekli göreceği diğer her türlü rizikolara karşı banka lehine olarak taraflarca mutabık kalınan bir sigorta şirketine sigorta ettirmeye, müddeti biten sigortaları yenilemeye ve ayrıca yine banka lehine olarak müşteriye kredi hayat sigortası yapmaya yetkilidir... Müşteri, sigortadan tahsil edilen bedel borcu karşılamadığı takdirde kalan miktar için talep tarihinden itibaren 15 gün içinde bankaca kabul edilecek yeni teminat vermeyi ve/veya kalan borç miktarını def’aten ödemeyi ve sonradan ortaya çıkabilecek risk ağırlaştırıcı durumları sigortanın bu koşullarda yeniden tanzim edilmesini teminen derhal bankaya bildirmek zorunda olup; sigortanın her sene yenileneceğini ve sigorta bedelinin tarafından bankaya ödenmemesi halinde tüm borcun muaccel hale geleceğini kabul ve taahhüt eder. Müşteri bu sözleşme nedeniyle yapılacak her türlü sigortadan tahakkuk edecek, ücret ve tüm giderlerin tamamen kendisine ait olduğunu, ödeme tarihinde/tarihlerinde sigorta prim borcunu eksiksiz olarak ödeyeceğini, aynı zamanda bankanın sigortayı yaptırarak, sigorta poliçesini tanzim ettirmeye ve primi ödemeye yetkili olduğunu, bu sigortaların yapılmasının yalnız ve tamamı ile bankanın takdirine bağlı olduğunu, yapılmamasından dolayı bankaya hiçbir sorumluluk yüklenmeyeceğini kabul ve taahhüt eder... ’’ düzenlemeleri yer almaktadır.


Davalı bankanın 6762 sayılı mülga TTK’nın 1321. maddesi anlamında menfaat sahibi olduğu tartışmasızdır. Davalı bankanın kredi borçlusunun hayat sigortası yapılmasındaki asıl amacının kredi borcunun teminat altına alınması olduğu muhakkaktır. Belli bir prim ödeme borcu getirmekle birlikte, hayat sigortası kapsamına alınmasında sigortalının da bir menfaatinin olduğu açıktır. Böyle bir uyuşmazlıkta öncelikle sözleşmeyle hangi tarafa veya taraflara hangi yükümlülüklerin getirildiği üzerinde önemle durulmalıdır. Bu durumda mahkemece davalı bankanın hayat sigorta sözleşmesini ertesi yıl yenileme yükümlülüğü bulunup bulunmadığı yönetmelik hükümleriyle birlikte kredi sözleşme hükümleri çerçevesinde tartışılarak sonucuna göre tarafların kusurları olup olmadığı gözönüne alınarak hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir."ifadelerine yer verilmiştir.


Bozma uyarınca mahkemece ek bilirkişi raporu aldırılmış ve önceki raporlarla aynı doğrultuda düzenlenen ek rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine, anılan karar Dairemizin E-K sayılı ilamı ile onanmış ve davalı vekili tarafından karar düzeltme yoluna başvurulmuştur.


1-Hazine Müsteşarlığı'nın 17/01/2009 tarih ve 27113 sayılı Resmi Gazetede yayımladığı Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliği’nin 6. maddesinin 2. fıkrasında, ihtiyari sigortalarda kredi süresi içerisinde yenileme sorumluluğunun kredi kullanana, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğunun ise kredi kuruluşuna ait olacağı düzenlenmesi yer almaktadır.

Anılan Yönetmeliğe göre, kredi süresi içerisinde yenileme yükümü kredi kullanana, yenilemeye ilişkin bildirim yapma sorumluluğu da kredi kuruluşuna(bankaya) aittir. Konunun gerek anılan hüküm, gerekse sigorta hukuku kapsamında sigortalının yükümlülüğü yönlerinden değerlendirilmesinde; kredi süresi içerisinde poliçenin yenilenme sorumluluğunun esas itibarı ile sigortalıya ait olduğu, kredi kuruluşu açısından ise "bilgilendirme sorumluluğunu yerine getirmemiş olması" halinin müterafik kusur teşkil edeceği açıktır.

Somut olayda, mahkemece, davalı banka aleyhine açılan davanın tam kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında, davalı konumundaki bankanın kredi veren kuruluş olması ve aynı zamanda sigortacının acente konumunda olması da değerlendirildiğinde;poliçenin yenilenmesi hususundaki esas sorumluluk sigortalıya ait ise de davalı bankanın da poliçenin yenilenmemesi konusunda (müterafik) kusurunun bulunduğu hususları ve Dairemiz uygulaması da gözetilerek gerekli araştırma yapılarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli görülmemiş, bu nedenle davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüne karar verilmiş ,Dairemizin 22/12/2020 gün 2019/3688 2020/8899 E-K sayılı onama ilamı ortadan kaldırılarak davalı yanın temyiz nedenlerinin incelenmesine geçilmiştir:


2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

3-Somut olayda uyuşmazlık; birinci yıl için murise hayat sigortası yaptıran davalı bankanın, müteakip yıllar için bunu yaptırması gerekip gerekmediği ve sözleşme hükümleri uyarınca davalının kusuru bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

Yukarıda 1 numaralı bentte ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle davalı yanın temyiz isteminin kabulü ile hükmün davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.


SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüne, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Dairemizin 22/12/2020 gün 2019/3688 2020/8899 E-K sayılı onama ilamının ortadan kaldırılarak, hükmün davalı yararına BOZULMASINA, tashihi karar peşin alınan harçların istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 23/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

6 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page